Polistiren ya da diğer bir ifade ile PS, genellikle ısıya maruz kaldığında yumuşayan, film, plaka ve benzeri gibi yarı bitmiş ürünlere ve diğer pek çok bitmiş ürüne dönüştürülebilen termoplastik bir polimer olarak tanımlanabilir.
Polistirenin Geçmişi
Polistiren da ya PS ilk olarak 1839 yılında Berlin’de yaşayan Eduad Simon adlı bir eczacı tarafından bulunmuştur. Ancak ilk bulunma sürecinde Türkiye’de bulunan Sığla ağacı diğer bir ifade ile liquidambar orientalis adı verilen bir reçine sayesinde oldu. Simon, bu reçineyi, sığla balsamını damıttarak stirol ismini verdiği bir monomer, yağlı bir madde elde etti. Fakat ilerleyen süreçte Simon, stirolün yüksek ihtimalle oksitlenmesi sayesinde sertleştiğini gördü ve bu serleşme ile birlikte stirol oksit adlı bir jel elde etti.
1845 yılında ise İngiliz ve Alman kimyagerler olan John Blyth ve August Wilhem von Hofmann stirolün geçirdiği süreçlerin oksijensiz ortamda da gerçekleştiğini gözlemledi ve bu maddeye de metastirol ismini verdiler. Daha sonrasında bu madde üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde ise bu maddenin stirolokside kimyasal açıdan benzediği gözlemlendi. 1866 yılında ise Marcelin Berthelot adlı bilim insanı metastirolün/Stiroloksidin stirolden bir polimerleşme işlemi olarak nasıl oluştuğu ile ilgili doğru ölçümlemeler yaptı. Bir süre sonra ise Alman organik kimyacı Hermann Staudinger tarafından bir teze dayandırılarak stirolün ısıtıldığı takdirde bir zincir reaksiyon meydana getirdiği ve makromolekül ürettiği tespit edilmiştir ve PS elde edilmiştir.
Polistiren Maddesinin Geri Dönüşümü
Genellikle polistiren maddesi kaldırım kenarında sıklıkla rastlanan ve toplanan atıklar gibi geri dönüşüm programlarına tabi tutulmaz. Çünkü, tabi tutulsa bile ayrıştırılamaz ya da geri dönüşüm süreci söz konusu olamaz. Bu nedenle de günümüzde sıklıkla kullanılan birçok polistiren maddesinden elde edilen ürünler sıkıştırıcı sistemlere ve lojistiğe destek amaçlı kullanılmalıdır. Ancak, günümüzde bu konuda yeteri kadar yatırım söz konusu değildir.
Bunun temel nedeni ise polstiren köpüklerin düşük yoğunluğa sahip olması ve ekonomik bakımdan toplanmasının çok kabul edilebilir bir durum olmamasıdır. Fakat yine de atıkların sıkıştırılma işlemlerinden geçirilmesi durumunda malzeme yoğunluğu değiştirilebilmekte ve geri dönüştürülen plastik pelletler üreticiler için değerli bir geri dönüşüm malzemesi olmaktadır.